some bored diaries

Uzun zamandır ne yazacağım buraya diye düşünüyordum... Aslında yazacak çok şey vardı da cesaretim yoktu açıkcası.Kafamdakileri klavye ile bulusturmak benim açımdan sakıncalı bir durumdu ziraa (!) Arkadaşımın ısrarına dayanamadım geçen bir Oruç Aruoba 'ile' kitabından bir bölüm paylaşmıştım sadece ama bu gün bir gördüm ki blogumu 653 kişi okumuş :) bir mutlu oldum böyle ağzım kulaklarımda falan çok mutlu oldum :) (hatta az önce baktım 665 olmuş ^^ )  Kaç sene üstüne fena bir hasta oldum. Öksürmekten içim dışıma çıkıcak diye korkmadım değil. Üstüne havanın kötü oluşu ve buna sınavların eklenmesiyle çıldırmama ramak kalmıştı. -.-  Hele bu havalar bitirdi beni resmen .Yahu bir şehrin havası hiç mi düzelmez ? Bence Ankara'ya bahar falan gelmicek hikaye yani.. neyse ki dönem erken biticek de kurtulucam burdan erken erken..daha geçen okuldan dönerken lapa lapa kar yağdı resmen , ertesi gün sanki hiçbir şey olmamış gibi güneş açtı falan nasıl giyineceğimi şaşırdım hiç hoş değ

                                                                                                                         15 Eylül Canım , Benim için bir şey çook önemliydi : Hiç hoşlanmadığın halde - herhalde kendini zorlayarak - benim bulunduğum yere gelmen. O yer seni çok rahatsız ettiği halde . bunu yenebiliyordun. bu da kopmak istemediğini gösteriyordu - evet , bağlanmak isteyip istemediğine bir türlü karar veremiyordun ( galiba hala veremedin ... ) ama kopmak istemediğinde kesindi.  Bağlanmak - Kopmak ... Bu karşıtlık benim içinde bir sorun.  Şöyle bir ikilem yaşıyorum : seni bütünüyle kendime istiyorum ; ama senin özgür olmanı , bağımsız olmanı da istiyorum - bana bağlı olmanı ama benden bağımsız olmanı  Bunlar bağdaştırması olanaksız şeyler mi ? Çok zor ; ama bir yol var : Daha önce yazdığım  "özgür temel" düşüncesinden yola çıkarsak ; her birimiz ötekine tanıdığı ilişki uzamında yalnızca ona yer tanır , başka ilişkileri oraya sokmazsa  , bağlılık sağlanı