Kaybetmekten korktuğumuz için mi bütün bu olanlar ??
Sırf 5 dakika daha onunla zaman geçsin diye içimizde biriktirdiğimiz
şeyler yok mu ?? var tabi . hemde o kadar çok ki..
İnsanlar ne kadar çok ‘yalnızlığı’ sevsede hatta onlar için bu kavram
onların tek gayesi olsa da aslında arkasına gizlendikleri bir kapı bir maske
adeta. Çünkü birine ne kadar bağlanırlarsa onu kaybetme olasılığı daha çok
artacak. Sonucunda ise ‘’aslında ben yalnızken daha iyiydim yaa..’’ diyerek
olayı örtbas etmeye çalışacak..
Kaybetme korkusu konusunu nerden açtım dimi ?? yine Naynamla bir
telefonla konuşma seansında kendimce ona fikirlerimi sunarken yine kendi
yaptığım yanlışlarla yüzleştim. ( halbuki her defasında böyle yapmıcam diye
kendimi uyarırken ) aslında yanlışlık değildi. Bildiğin bariz korkaklıktı. Kaybetme
korkusuydu.. onca zaman sonra bir araya gelmemiz tabi ki mucize değildi ama
ondan sonra olacak her şey mucize olacaktı ya da kötü bir şans olacaktı..
sonuçta bir araya gelmeyi en azından ‘ acaba ben nasıl biriyle bunca zamandır
konuşuyorum’ merakı vardı. Tabi bende fazladan ufak da olsa yanımda olmasını
istemem varken onun karşısında ise büyük bir telaşla kaybetme korkusu vardı.
(eğer bir şeye mucize diyeceksek oda bu iki ihtimalden ikide
gerçekleşmedi )
Karşındaki insanla öyle güzel bir iletişim vardır ki aranda gerçek
olduğuna dair şüpheye düşersin yok artık bu kadar da olmaz dersin. Hatta bunu
onun kurguladığını bile düşünürsün. Acaba empati mi kuruyor dersin. Nokta atışı yapar en sevdiğin konulardan bahseder , sen
konuşursun konuşursun önünü alamazsın ama o senin hakkında istediği her şeyi
öğrenir istediğini alır.
Sonra da ‘ aa bak ne kadar da konuşacak ortak şeyler var ‘ dersin ama
aynı şeyleri düşünmüyorsunuzdur. Belki de senin düşündüklerini farklı bir
şekilde senin önüne sunuyordur. O artık gözünde mükemmel bir insandır
,ideaların ideasıdır..
Sonra tek kalırsın , arkadaşınla
konuşursun , kendi kendine itiraf edersin bir nevi ’ ya aslında ben onu tam
olarak tanımıyorum ki ‘ onun hakkında bilmediğim çok şey var ama soramıyorum
dersin. O sırada devreye benim lap diye söylediğim sözler bütün boşlukları
doldurur..
‘canım , çünkü bizim kaybetme korkumuz var’ -.-
Çünkü soramadıklarımızı sorarsak sıkılabilir , gerilebilir. Karşındaki gerilirse
sen daha çok gerilirsin o senden uzaklaşabilir falan filan.. sonunda çeker
gider kaybedersin ( belki sorularınıza sabırla cevap verip belki gitmeye de
bilir %50 lik bir şans var tabii.. )
Eğer içiniz rahat olacaksa bütün kartlarınızı açık oynayın. Kaybetme korkunuz
bir nevi cesaretsizliktir, hatta bazen pişmanlıktır ki ben hala o nalet olası o
soruyu soramadım diye kendi içimi kemiriyorum.. >.<
Ps: bırakın o sizi an için yaşıyor zannetsin ; siz anların temelini iyi
oluşturun ki gelecek anlar daha iyi olsun.. çünkü önemli olan madalyonun
görünen yüzü değil görünmeyen yüzü siz yüzsüzlük yapın iki tarafını da öğrenin J
Yorumlar